18 Oca Aksel Ceylan
Tanışma
Kendini nasıl tanımlarsın?
Bu çok derin ve kısa cevaplaması kolay olmayan bir soru ama beni buraya davet etmenize sebep olan taraftan en net şekilde yanıtlamam gerekirse: kafası takıntı derecesinde görsel olarak çalışan biriyim.
Aksel Ceylan, Marmara Üniversitesi yıllarında hayal ettiği yerde mi?
Geçenlerde üniversite 2. sınıfta bir ödev için yazdığım yazıyı buldum, okuyunca çok şaşırdım. O zamanlar kendimle ilgili hedeflediğim şeylerin bir çoğu şu anki gerçekliğim olmuş; dolayısıyla bu soruya cevabım “tam olarak evet”. Şimdi daha da büyük hayallerim var, bundan yıllar sonra onlarla ilgili de aynı cevabı verebilmek istiyorum. İsteyenin bir yüzü sonuçta.
New York ve İstanbul’da metro istasyonlarına baktığın zaman tipografik olarak büyük farklılıklar görüyor musun?
Hem tipografik hem de infografik olarak çok büyük farklar var. Yalnızca metroların işaret sistemi ile de ilgili değil, geri kalan nerdeyse her görsel kıyaslamada da bu eksiklikler var. Metrolar, içerisindeki reklam panolarıyla, duvarlarındaki stickerlarla veya dijital ekranlarıyla vs. içinde bulunduğu şehrin görsel estetiğiyle alakalı çok fazla mesaj veren, yaşayan yerler. Bu gözle baktığımda aradaki fark üzücü gerçekten. Gerçi temizlik ve metroların yeniliği bakımından kıyaslarsak İstanbul metrosu yaklaşık 15362 kat ilerisinde New York’un, onu da söylemeden geçmiş olmayayım.
Dönüm noktam diyebileceğin, sana güç veren ve yardımcı olan bir kitap veya film var mı?
Jack London’ın ‘Martin Eden’ini ilk okuduğumda inanılmaz etkilenmiştim, karakterimde bir yerlerde yaşamını sürdürüyor hala bu etkiler. Paulo Coelho’nun ‘Işığın Savaşçısının El Kitabı’ ile de aramda farklı bir bağ var, hayatımdaki birçok kritik kararda çaktırmadan ondan akıl almışlığım olmuştur. Film olarak çok var ama ilk aklıma gelen ‘Eternal Sunshine of The Spotless Mind’; kurgu, görsel estetik, senaryo vs. birçok anlamda bana kafayı yedirmiştir. Sonradan popüler kültüre çok fazla maloldu ve içi boşaltıldı tabii ama benim için hala yeri ayrı. Matrix üçlemesini ve Şeytanın Avukatı’nı da arada sırada izleyip kendime hatırlattığım şeyler oluyor. Bir de Breaking Bad candır. Çok marjinal cevaplar olmadı galiba ama gerçeklerle idare edin.
Kaan Duygu ile birlikte kurduğunuz Artı Stüdyo’nun hedefleri ve misyonu nelerdir?
Uzun uzun yazabilirim ama aslında cevabım çok basit: “Türk olmayan takımları yenmek”
Hızlı Sorular
Helvetica mı? Gill Sans mı?
Akzidenz-Grotesk.
Dadaizm mi? De Stijl mi?
De Stijl.
Yönetmek mi? Tasarlamak mı?
İkisi de.
New York mu? İstanbul mu?
İçinde İstanbul’daki tüm sevdiklerimin olduğu New York.
Tasarım ofisi mi? Reklam ajansı mı?
Tasarım veya reklam diye ayırmadan her yaptığı işte kendi tarzını yansıtan bir vizyon.